30 Ekim 2011 Pazar

Solucan Gübresi Hakkında Bilgiler




Solucan Gübresi Hakkında Bilgiler



Doğal atıkların tamamen doğal yöntemlerle gübre haline getirilmesi sonucu oluşturulan Solucan Gübresi, tarımda yeni bir çığırın habercisi . Türkiye “deki her türlü sebze ve meyve için çok önemli besin öğesi olarak nitelenen solucan gübresinin suni gübreye göre 100 kat daha etkili olduğu belirtiliyor.
Son yılların en büyük kuraklık tehlikesi ülke tarımını ciddi oranda etkiledi. Gelecek yıllar için planlama yapması gereken Tarım ve Köyişleri Bakanlığı , planlama yerine kotalar uygulayarak çiftçiye darbe vuruyor. Sulama, tohum, suni gübre, mazot fiyatlarındaki yüksek artışa karşılık ürün fiyatlarındaki düşüş, üreticinin bugününü ve yarınını kabusa çeviriyor. Bütün bu olumsuzluklara karşılık, özel sektör yeni çareler için efor sarfediyor. Bu alanda atılan adımlardan birisi olarak değerlendirilen “solucan gübresi”, tarımda önemli bir aşama olarak gösteriliyor. “Solucan gübresi” üretim artışı sağlaması sebebiyle de yüzleri güldürüyor.

Nasıl oluyor?
Solucanların ağızlarında diş bulunmuyor. Ayrıca taşlık, yutak gibi sindirimle ilgili hiçbir yardımcı organı da yok. Bu yüzden, yedikleri atıkları içinde tüm gerekli mineraller bulunan gübre haline getiriyorlar. Solucan gübresi, bitki büyümesi için gerekli olan tüm mineral maddeleri yeteri kadar ihtiva ediliyor. Solucan gübresi azot, fosfor, potasyum, karbon, demir, çinko, magnezyum, kalsiyum gibi maddelerin yanı sıra yüksek oranda organik madde, humikasit ve fulvikasit içeriyor. Bunların Türkiye “deki her türlü sebze ve meyve için çok önemli besin öğesi ve solucan gübresinin suni gübreye göre 100 kat daha etkili olduğu savunuluyor. Kimyasal gübre kullanan üreticilere bu tür biyolojik gübrelerle topraklarının canlılığının devam ettirilmesi öneriliyor.

Solucan gübresi hakkında
Solucan gübresi yaklaşık 40 yıldır başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesi tarımsal işletmeleri tarafından üretilmekte ve kullanılmaktadır. Solucan gübresi; Kırmızı Californiya solucanı adıyla bilinen Lumbricus rubellis ve Eisenia foetida toprak solucanı türlerinin organik olarak yetiştirilmiş büyükbaş hayvanların dışkıları ve organik bitkisel materyallerin fiziksel ve kimyasal yapılarını değiştirmeleri temeline dayanarak ürettikleri bir toprak düzenleyici ve bitki besleme materyalidir. Bu değişimde 1 m³ hacimlik hammadde içerisinde yaklaşık 250.000 adet solucan üç ay süresince işlem yapmaktadır.

Solucan gübresi içerdiği yüksek düzeyde toprak ve bitki için yararlı simbiyotik(rhizobium) ve asimbiyotik(serbest ve azot fiske eden bakteriler ve mikoriza mantarları) bakteriler ile toprağın mikroflora ve mikrofaunasmasında canlılık kazandırır.

Solucanlar sindirim sistemleri içinde sentezledikleri antibiyotik nitelikli yapılar, aminoasit ve vitaminleri dışkılarına karıştırarak ortaya çıkan gübrenin biyolojik aktivitesini arttırırlar. Böylece bu gübreyle beslenen bitkilerin sağlıklı ve hızlı gelişmelerini sağlarlar. Sözü edilen bu biyolojik stimulatörler diğer hayvansal gübrelere oranla 100 kat daha fazladır. Kimyasal gübrelerde ise hiç bulunmamaktadır. Ayrıca muhteviyatındaki humik asit ve fulvik asit bitki beslemesi için son derece gerekli olan maddelerdir.

SOLUCAN GÜBRESİNİN ÖZELLİKLERİ
* Toprağın strüktürünü düzenleyip havalanmayı sağlarken su tutma kapasitesinin yüksekliği topraktaki su stresini minimize ediyor.
* Yapısındaki çok sayıda bakteri, verildiği topraktaki zararlı bakterilerle rekabet ederek onların zararlı etkilerini ortadan kaldırıyor. Böylece bitkilerin hastalıklara karşı direnci artıyor.
* Hava şartlarının olumsuz etkilerine (don ve sıcak-kuru hava) karşı bitkiyi korur.
* Yabani ot tohumu içermiyor.
* Kaliteli, bol ve raf ömürlü ürünler elde edilmesini sağlıyor.
- Granüler yapısı toprağın sütrüktürünü düzenleyip havalanmayı sağlarken su tutma kapasitesinin yüksekliği topraktaki su stresini minimize etmektedir.
- Yapısındaki çok sayıda bakteri verildiği topraktaki zararlı bakterilerle rekabet ederek onların zararlı etkilerini ortadan kaldırır, böylece bitkilerin hastalıklara karşı direncini artırır.
- Hava şartlarının olumsuz etkilerine(don, sıcaklık farkları vb.) karşı bitkiyi korur.
- Kesinlikle yabani ot tohumu içermez.
- Kaliteli, bol verimli ve raf ömrü uzun ürünler elde edilmesini sağlar.
- %100 ekolojik ve non-toksiktir.
- Toprağın Ph,sürtüktür, nem gibi özelliklerinin düzenlenmesini sağlar.
- Bilhassa kimyasallarla kirlenmiş, kuvvetini ve canlılığını yitirmiş, yorulmuş toprakların ıslahını sağlar.
- Asitli, kumlu toprakları düzenleyerek tarıma elverişli hale getirir.
- Kokusuzdur.
- Solucan gübresiyle yetiştirilmiş bitkilerde nitrat kalıntısı bulunmaz.
- Suyu, havayı ve toprağı kirletmez.
- Toprakta uzun süre kalır dolayısıyla bitkinin uzun süre besin ihtiyacını karşılar. Besin elementlerini bitkinin ihtiyacına göre tedricen bitkiye kazandırır.

SOLUCAN GÜBRESİ İÇERİĞİ
Solucan Gübresi çok sayıda simbiyotik bakteri (Rhizobium) ve asimbiyotik mikroorganizmalardan azot fiksasyonu yapan bakteri (Azotobakter) ve mikoriza mantarları ihtiva eder. Bu mikro organizmalar toprak içinde bulunan ancak bitki tarafından alınamayan besin maddelerine parçalayarak bitki tarafından alınabilir forma dönüştürürler. Ayrıca azot fiske eden bakteriler havadaki azotun toprağa kazandırılmasını sağlayarak bitki tarafından alımını kolaylaştırır. Solucanların salgı maddeleri enzimler üretim süreci içinde dışkılarına karıştığında çok sayıda ve çeşitte enzim, vitamin, aminoasit, büyüme hormonu içermektedir. Bunlar ise bitkinin daha hızlı gelişmesini ve olumsuz çevre şartlarına karşı dirençli olmalarını sağlar.

İÇERDİĞİ MADDELER
Ph 0-14 7.2-7.4
Nem %35-40
Organik Madde %35-45
Organik Karbon %15-20
Toplam Azot(N) %1,5-2,5
Toplam Fosfor (P2O5) %2-2,5
Toplam Potasyum(K2O) %2,5-3
Kalsiyum(Ca) %5-6
Magnezyum(Mg) %1-1,5
Demir(Fe) %1-1,5
Mangan Mg/kg 600-750
Bor Mg/kg 400-500
Krom Mg/kg 0,041
Nikel Mg/kg 36
Bakır Mg/kg 54
Çinko Mg/kg 84

ETKİLERİ
SEBZELER
-%30-50 yüksek verim sağlar.
-Tohum çimlenmesi enerjisinde %40 oranında artış sağlayarak tohum maliyetini düşürür.
-10-15 gün erken fide oluşumu sağlar.
-10-15 gün hasatta erkencilik sağlar.
-Ekolojik olması nedeniyle solucan gübresi ile beslenen sebzeler orijinal renk,aroma ve lezzete sahip olur.
-Sulu solüsyonları yaprak ve gövdede pestisit görevi görür.

BAĞCILIK ÜZERİNE ETKİLERİ
-Bitki köklerinin hızlı ve sağlıklı gelişmesini sağlar.
-Üzümlerde erken hasat sağlar böylece kaliteli ve orijinal ürünlerin piyasaya erken girmesini sağlar.
-Türe özgü aroma ve lezzet kazandırır.

PATATES TARIMI ÜZERİNE ETKİLERİ
-%40-70 verim artışı sağlar
-Yıl boyu toprağın besin maddesi içeriğini korur.
-%15-45 yüksek oranda nişasta sentezlenmesini sağlar.

MEYVECİLİK ÜZERİNE ETKİLERİ-Hızlı ve güçlü fidan gelişimi sağlar.
-%100 başarılı tansplantasyon(şaşırtma) sağlar.
-Meyveler 10-15 gün erken hasat edilir.
-Meyveler daha büyük,orijinal morfoloji, aroma ve lezzetli olmalarını sağlar.
-Meyvelere ekolojik, temiz,kansorejen madde içermeyen yüksek vitamin ve besleyici değerlere sahip özellikler kazandırır.

ÇİM ÜZERİNE ETKİSİ
-Çok güçlü,dayanıklı olmalarını ve hızlı büyümelerini sağlar.
-Çimlerin sararmalarını engeller.
-Çimlenme verimini artırarak tohum maliyetini düşürür.

KULLANIMI
SERA VE TARLA SEBZELERİDomates-Hıyar-Biber-Patlıcan-Kabak 100-120 kg./Da Dikim öncesi
Kavun-Karpuz 70-90 kg/Da Dikim öncesi
Ispanak-Pırasa-Lahana 100-120 kg/Da Dikim öncesi
Fasulye 100-120 kg/Da Dikim öncesi
Çilek-Marul-Havuç-Turp 110-130 kg/Da Dikim öncesi
Soğan 50-60 kg/Da Dikim öncesi
Patates 90-110 kg/Da Dikim öncesi

HUBUBAT VE TARLA BİTKİLERİ
Buğday 50-75 kg/Da Ekim öncesi
Mısır 75-100 kg/Da Ekim öncesi
Pamuk 60-80 kg/Da Ekim öncesi
Tütün 20-25 kg/Da Ekim öncesi
Çeltik-Ayçiçeği-Şeker pancarı 75-100 kg/Da Ekim öncesi

MEYVE AĞAÇLARI
Büyük Narenciye 2-4 kg/ağaç İlkbahar-Sonbahar
Küçük Narenciye 1-2 kg/ağaç İlkbahar-Sonbahar
Muz 2-3 kg/ağaç İlkbahar-Sonbahar
Bağ(meyvede) 2-3 kg/omca İlkbahar-Sonbahar
Bağ(yeni) 1-2 kg/omca İlkbahar-Sonbahar
Büyük ağaçlar(elma,armut,vişne) 1-2 kg/ağaç İlkbahar-Sonbahar
Küçük ağaçlar(elam,armut,kiraz) 0.5-1 kg/ağaç İlkbahar-Sonbahar
Büyük Zeytin 3-5 kg/ağaç İlkbahar-Sonbahar
Küçük Zeytin 1-2 kg/ağaç İlkbahar-Sonbahar
Fındık 1-2 kg/ağaç İlkbahar-Sonbahar
İncir 1-2 kg/ağaç İlkbahar-Sonbahar

ÇİM VE SÜS BİTKİLERİ
Çim 150-200 gr/m² Erken İlkbahar
Çiçekli dış mekan bitkileri 150-200 gr/m² Erken İlkbahar
Çiçekli iç mekan (saksı) bitkileri 150-200 gr/saksı Toprak Hazırlığında
Odunsu bitkiler ve süs çalıları 100-150 gr/m² Erken İlkbahar
Çiçeksiz iç mekan (saksı) bitkileri 70-80 gr/m² Toprak Hazırlığında

*Solucan Gübresinin sebzelerde dikim öncesi sıraya atılması önerilir. Dikim sonrası atılması zorunluluğu durumunda fidenin yaprak iz düşümüne denk gelen toprağa uygulanması önerilir.
*Solucan Gübresinin ağaçlarda dikim öncesi ve sonraki dönemlerde yaprak iz düşümüne denk gelen toprağa uygulanması önerilir.


alindir : http://hobibahcemiz.net

9 Ekim 2011 Pazar

Türkiye’de Bulunan Koyun Irkları ve Yetiştiriciliği

Türkiye’de Bulunan Koyun Irkları ve Yetiştiriciliği

Dünya’da hayvansal üretim faaliyetleri arasında koyun yetiştiriciliği önemli bir yere sahiptir. Koyunculuk, çayır ve otlakları geniş ve kurak iklim koşullarına sahip bölgelerde daha fazla yapılmaktadır. Çünkü; kalitesi düşük geniş meralı yerlerde en karlı hayvancılık kolu koyunculuktur. Türkiye’de et üretimindeki payı %9.5, süt üretimindeki payı ise %5.8’dir.

Mevcut koyun ırkları;

A. Yapağı tiplerine,
B. Verim yönlerine,
C. Kuyruk yapılarına göre sınıflandırılır.

TÜRKİYE’DE KOYUN YETİŞTİRİCİLİĞİ
Türkiye’de son rakamlara göre 30.983.933 baş koyun, 10.345.299 baş keçi bulunur.

Kuyruk yapılarına göre yerli koyun ırklarını inceleyecek olursak;

YAĞLI KUYRUKLU KOYUN IRKLARI
Akkaraman: Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde yetişir. Kangal tipi (Sivas, Malatya), Karabaş tipi (Diyarbakır), Güney Karaman tipi olmak üzere 3 tipi bulunmaktadır. Vücut rengi beyaz, burun etrafı, göz çevresi ve ayakta siyah lekeler görülür. Yapağı tipi kaba-karışık tiptir. Kuyruk “S” şeklinde kıvrım gösterir. Ülkemizde lokal olarak melezleme çalışmalarında kullanılmıştır. Bunlara örnek olarak;

Akkaraman x Dağlıç = Çandır
Dağlıç x Akkaraman = Kesber verilebilir.

Ancak melezleme çalışmalarından en önemlisi Orta Anadolu’da Alman Et Merinosu koçlarıyla melezlenmesi sonucu Orta Anadolu Merinosu koyun tipi geliştirilmiştir.

Resim: Akkaraman Koyunu



Ortalama canlı ağırlıkları: 45-50 kg
Laktasyon süt verimi: 50-60 kg
Laktasyon süresi: 140-150 gün

Morkaraman: Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaygın olarak görülmektedir. Vücut bütünüyle kızıldan-mora renk değişimi gösterir. Kuyruk, Akkaraman ırkında olduğu gibi “S” şeklinde kıvrım gösterir. Yapağı tipi kaba-karışıktır.

Ortalama canlı ağırlıkları: 50-60 kg
Laktasyon süt verimi: 80-90 kg
Laktasyon süresi: 150-160 gün

Resim: Morkaraman Koyunu



Dağlıç: Orta ve Batı Anadolu’da yaygın olarak görülür. Kuyruk kalp şeklinde olup, üst yüzeyinde median bir oluk vardır ve “S” şeklinde kıvrım göstermez. Renk beyazdır. Ağır etrafı, burun çevresi ve ayaklarda siyah lekeler vardır. Yapağısı kaba-karışık, ama parlaktır. Halı dokumada en çok tercih edilen yapağı tipidir! Yerel olarak melezleme çalışmalarında kullanılmıştır. Bunlardan başlıcaları;

Kıvırcık x Dağlıç = Kamakuyruk
Dağlıç x Kıvırcık = Pırlak

Melezleme çalışmalarından en önemlisi Eskişehir’de Rambouillet ırkı ile yapılan Ramlıç ırkının oluşumudur. Ramlıç; et-yapağı yönünden iyi bir ırktır.

Ortalama canlı ağırlıkları: 35-40 kg
Laktasyon süt verimi: 40-50 kg
Laktasyon süresi: 130-150 gün

Resim: Dağlıç Koyunu



İvesi: Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaygın olarak görülmektedir. Vücut beyaz, baş, boyun ve ayaklar kahverengi veya kirli sarıdır. Çoğunlukla alnında beyaz leke vardır. Meme yüksek süt verimine uygundur. Yerli ırklar arasında en kaba yapağıya sahip olanıdır.

Ortalama canlı ağırlıkları: 45-55 kg
Laktasyon süt verimi: 120- 160 kg (200 kg’a kadar çıkabilir)
Laktasyon süresi: 170-200 gün

Resim: İvesi Koyunu



Karagül: Daha çok Afganistan, Rusya bölgelerinde görülür. Orjini Özbekistan’dır. Astragan denen kürk üretimi için kullanılır. Kuzular doğumda genellikle siyahtır, daha sonra renkleri griye döner. Yapağısı kaba-karışık tiptedir.

Resim: Karagül Koyunu



İNCE KUYRUKLU KOYUN IRKLARI
Kıvırcık: Trakya ve Marmara bölgesinde yaygın olarak yetiştiriciliği yapılmaktadır. Vücut, baş, ayaklar genellikle beyazdır. Kuyruk yağsız, uzun ve incedir. Et yağının kas-lif aralarında dağılmış olması ete lezzet verir.

Resim: Kıvırcık Koyunu



Ortalama canlı ağırlıkları: 40-42 kg
Laktasyon süt verimi: 60-90 kg
Laktasyon süresi: 140-180 gün

Karayaka: Karadeniz kıyı şeridinde yaygın olarak görülmektedir. En kaba-uzun yapağılı koyun ırkıdır. Süt verimi en düşük olan ırktır! Buna karşılık et kalitesi oldukça iyidir. Vücut küçük, beyaz renklidir. Başın üst tarafından alna doğru uzanan ‘kakül” şeklinde yün yumağı vardır.

Ortalama canlı ağırlıkları: 35-40 kg
Laktasyon süt verimi: 40-45 kg
Laktasyon süresi: 100-140 gün

Resim: Karayaka Koyunu



Karacabey Merinosu: Alman et merinosları ile Kıvırcık koyunlarının Karacabey harasında çevirme melezlemesi yoluyla melezlenmeleri sonucu oluşmuşlardır. Renk tamamen beyazdır. Renkli lekeler görülmez. Kuyruk yağsız, ince ve uzundur. Yaşama gücü yüksektir. Hemen tüm yıl kızgınlık gösterir. Kuzuların büyüme hızı yüksektir.

Ortalama canlı ağırlıkları: 60-100 kg
Laktasyon süt verimi: 75-85 kg
Laktasyon süresi: Ortalama 140 gün

Resim: Karacabey Merinosu



DİĞER KOYUN IRKLARI
Sakız: Marmara ve Ege sahil kıyı hattında yetiştiriciliği yapılır. Renk beyazdır. Göz, ağız, burun ucu, kulak ve ayaklarda siyah lekeler vardır. Kuyruğun dip kısmı üçgen biçiminde olup ince, uzun, yağsızdır. Bol süt verimine uygundur.

Ortalama canlı ağırlıkları: 40-45 kg
Laktasyon süt verimi: 120-180 kg
Laktasyon süresi: 160-180 gün

Resim: Sakız Koyunu



Malya: Alman et merinoslarının Akkaraman koyun ırkıyla birleştirme (kombinasyon) melezlemesi sonucu elde edilmiştir. Kuyruk yarım yağlı kuyruk yapısında olup baş kısmında geniş aşağıya doğru daralan bir yapı gösterir. Yapağı bakımından Akkaraman ırkından üstündür.

Ortalama canlı ağırlıkları: 80 kg
Laktasyon süt verimi: 35 kg
Laktasyon süresi: 90 gün

Resim: Malya Koyunu



Sönmez: Sönmez tipi elde etmek üzere Sakız koç ve Tahirova koyun melezlenmekte, elde edilen melez döller ikinci aşamada Tahirova koçlarıyla çiftleştirilmektedir. Bu şekilde oluşturulan tip, %25 Sakız, %75 Tahirova genotipi içermektedir. Bu tipin, Ege Bölgesi’nin sıcak ve kurak yaz koşullarına Tahirova tipinden daha çok uyum gösterdiği görülmüştür.

Ortalama canlı ağırlıkları: 80-100 kg
Laktasyon süt verimi: 350-400 kg
Laktasyon süresi: 185 gün

LOKAL IRKLAR:

Çine Çaparı, Güney Karaman, Nordus, Herik, Tuj, Pırlak, Ödemiş gibi ırklar yerel ırklar arasında sayılabilir.


Türkiye’de Bulunan Koyun Irkları İçin Tıklayın

HUBUBAT PİYASALARI TMO MÜDAHALE ALIM FİYATLARI VE POLİTİKALARI

14.07.2011


BASIN AÇIKLAMASI

HUBUBAT PİYASALARI
TMO MÜDAHALE ALIM FİYATLARI VE POLİTİKALARI



Değerli Basın Mensupları,

Buğday, arpa, mısır, çeltik, yulaf, çavdar gibi tarımsal ürünlerde piyasa mekanizmasının işletilmesi ve arz-talep-fiyat dengesinin sağlanması, Bakanlığım ilgili kuruluşu olan TMO'nun ana görevlerindendir. Bu doğrultuda TMO hem ulusal, hem de uluslararası piyasaları yakından izleyerek yurt içi piyasaların düzenlenmesine yönelik tedbirleri zamanında almaktadır.

2008 yılında 686 milyon ton, 2009 yılında 679 milyon ton olan dünya buğday üretimi 2010 yılında 650 milyon tona düşmüştür. Dünya üretiminde ortaya çıkan bu düşüşe bağlı olarak ve spekülatif piyasa hareketlerinin de etkisiyle geçtiğimiz yıl haziran ayından sonra fiyatlar artmaya başlamış, uluslararası piyasada % 100'leri aşan fiyat artışları meydana gelmiştir. Dünyanın en büyük üretici ve ihracatçısı konumundaki ABD'nin ekmeklik buğday ihracat fiyatı 1 Haziran 2010'da 191 Dolar/ton iken, Şubat 2011'de 389 Dolar/ton seviyelerine kadar yükselmiştir.

Söz konusu dönemde Dünya fiyatlarında yaşanan yüksek oranlı dalgalanmaların ülkemiz piyasalarını da etkilemeye başlaması üzerine, TMO tarafından piyasalara çok sayıda müdahalede bulunulmuştur. Bu sayede uluslararası piyasalarda fiyat artışlarının % 103'e ulaştığı dönemlerde, ülkemizdeki artış oranları maksimum % 32 seviyesinde tutulmuş olup, bugün için söz konusu fiyat artışı % 10 seviyesindedir.

2011 yılında dünya buğday üretiminin bir önceki yıla göre 16 milyon ton artışla 666 milyon ton seviyelerine ulaşacağı ve dünya fiyatlarının da daha makul seviyelerde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Ülkemizde de 2011 yılında sertifikalı tohum ve gübre kullanımındaki artışın yanında özellikle nisan, mayıs ve haziran aylarında alınan yağışların da etkisiyle verimde geçen yıla göre önemli bir artış gerçekleşmektedir. Verimdeki bu artışa bağlı olarak 2010 yılında 19,6 milyon ton olan buğday üretimimizin, 2011 yılında 21 milyon tonun üzerinde olması beklenmektedir.

Geçtiğimiz yıl müdahale alım ve satış fiyatları ile uygulanacak politikalar 2 Haziran'da açıklanmıştır. Bu yıl ise iklimsel nedenlerle hasatın daha geç başlaması ve ürünün serbest piyasada gerek üretici gerekse alıcıları tatmin eden fiyatlarla işlem görmesi nedeniyle bugüne kadar fiyat açıklanmasına ihtiyaç duyulmamıştır.

Bugün itibariyle Türkiye genelinde arpa hasatı % 68, buğday hasatı ise % 54 oranında tamamlanmıştır.

Hasatın başlamasıyla birlikte piyasalar yakından takip edilmiş olup, üreticinin hasatla birlikte karşı karşıya kalacağı depo ihtiyacı göz önünde bulundurularak 30 Mayıs 2011'de taahhütname karşılığı alımlara başlanmıştır. Yani ürününü hasat edip de depolama imkânı olmayan üreticilere TMO depoları tahsis edilmiştir. Bu sistemde üretici, ürününü TMO'ya teslim etmekte, müdahale fiyatı açıklandıktan sonra TMO'ya satabileceği gibi depo kira ücreti ödemeksizin geri çekebilmekte veya emanete çevirebilmektedir.

Bugüne kadar 130 bin tonu buğday, 233 bin tonu da arpa olmak üzere toplam 363 bin ton ürün, taahhütname karşılığı teslim alınmıştır.

Halen piyasalarda ekmeklik buğday gerek kalite, gerekse bölgelerine göre değişmekle birlikte ton başına en az 500 TL'den başlayan, arpa ise en az 410 TL'den başlayan fiyatlarla alınıp satılmaktadır.

Bugün geldiğimiz noktada müdahale fiyatlarının ve politikalarının açıklanması için gerekli piyasa koşulları oluşmuş bulunmaktadır. Politikalar ve fiyatlar aşağıdaki gibidir;

Her yıl alımlarda uyguladığımız fiziksel analiz yönteminin yanı sıra, bu yıl ilk kez AB alım kriterlerine de uygun olan kimyasal analiz yöntemi uygulanacaktır.
Bu amaçla 8,2 milyon Euro ödenmek suretiyle 300 adet kimyasal analiz cihazı satın alınarak ülke genelindeki tüm alım noktalarına dağıtılmıştır.

Bu suretle, fiyatlandırmada insan faktörü minimum seviyeye indirilerek alım hızı artırılacak,

Fiziksel analiz yanında kimyasal analize göre fiyatlandırma ve depolama yapılacak, alım dönemi sonunda satışlar başladığında tüccar ve sanayicinin, istediği protein oranında ürün bulabilmesi sağlanacak,

Protein oranı % 12'nin üzerinde olan buğdaya önceki yıllara göre % 1-3 arasında ilave fiyat verilecek, bu sayede üreticilerimiz daha kaliteli buğday üretimine teşvik edilecektir.

Müdahale alım fiyatı önceki yıllarda olduğu gibi kademeli olarak uygulanacaktır.

Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üreticilerden, belgelerindeki miktarın tamamı satın alınacaktır.


Üreticilerden ürün satın aldığını belgeleyen tüccar ve sanayiciden, 1 Kasım'dan itibaren asgari 80 ton olmak kaydıyla alım yapılacaktır.
Ürün bedelleri 1 ay içerisinde üretici banka hesaplarına aktarılacaktır. Ancak, ürününü anlaşmalı bankalardan alınacak ürün kartı ile teslim eden üreticilere 1 ay yerine 15 gün içerisinde ödeme yapılacaktır.

Ürününü emanete bırakarak Makbuz Senedi alan üreticilere talepleri halinde ürün bedelinin % 30'u oranında avans ödenecektir.
Makbuz Senedine Dayalı Kredi Sistemi içerisinde; talep eden üretici, sanayici ve tüccarlara, anlaşmalı bankalarca kredi kullanım imkânı sağlanacaktır.
Ürününü emanete bırakıp bilahare geri çeken üreticilerden depo kira ücreti alınmayacaktır.
Değerli Basın Mensupları,



Alım fiyatları belirlenirken; üretim miktarı, geçtiğimiz yılın fiyatları, maliyetler, enflasyon oranı, refah payı ve üretimin sürdürülebilirliği gibi hususlar dikkate alınmıştır.

Buna göre;

2010 yılında 550 TL/Ton olarak açıklanmış olan müdahale alım fiyatı,



2011 yılında Anadolu Kırmızı Sert Ekmeklik Buğday için Ton başına;

Temmuz-Ağustos

Eylül

Ekim

Kasım

605

610

615

620

TL olarak belirlenmiştir.

Bu fiyatlar %11,5-12 protein içeren buğdaylar için belirlenmiş olup, bu yıl ilk kez uygulamaya konulan proteine dayalı alım sistemiyle yüksek protein içeren kaliteli buğdaylara daha yüksek fiyat verilecektir.

Örneğin; Temmuz-Ağustos dönemi için süne tahribatı oranı %1'in altında olup %12-12,5 protein içeren buğdaylar 611 TL/Ton, %12,5-13 protein içeren buğdaylar 617 TL/Ton, %13 ve yukarısı protein içeren buğdaylar ise 623 TL/Ton'dan satın alınacaktır.

Bu durumda, geçen yılın 550 TL/Ton'luk başlangıç fiyatına göre bu yıl kalitesine bağlı olarak %13,27'ye kadar fiyat artışı sağlanmış olmaktadır.

Diğer gruptaki buğdaylar ile arpa müdahale alım fiyatları da bu fiyatlar esas alınarak belirlenecektir.

Bu fiyatlara ilave olarak Bakanlığımızca geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2011 yılında da 50 TL/Ton'luk primin yanında gübre, mazot, sertifikalı tohumluk ve toprak analizi gibi destek ödemelerine devam edilecektir.

Temmuz ve Ağustos ayları için belirlenmiş olan 605 TL/Tonluk müdahale alım fiyatı, Bakanlığımızca verilen prim ve diğer destekler toplamı olan 115 TL/Ton ile birlikte 720 TL/Tona,

Eylül ayındaki 610 TL/Tonluk fiyat 725 TL/Tona,

Ekim ayındaki 615 TL/Tonluk fiyat 730 TL/Tona,

Kasım ayındaki 620 TL/Tonluk fiyat ise 735 TL/Tona yükselmektedir.

Açıklanan fiyatlar müdahale alım fiyatları olup üreticilerimizin ürününü piyasada değerlendirememesi halinde, TMO'ya yönelen ürünün tamamı satın alınacaktır.

TMO, bu amaçla kendisine yönelecek ürünün tamamını alacak şekilde hazırlıklarını tamamlamıştır.



Müdahale alım fiyatları yanında satış fiyatları da belirlenmiş olup satışlara 1 Kasım'da başlanacaktır.

Buna göre;

Anadolu Kırmızı Sert Buğday satış fiyatı 1 Kasım 2011'den itibaren 720 TL/Ton,

1 Aralık 2011'den itibaren ise 725 TL/Ton olarak belirlenmiştir.


Değerli Basın Mensupları,

Üreticilerimizin ürün tesliminde TMO işyerlerinde herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmamaları için ÇKS bilgilerini güncellemeleri ve TMO'ca belirlenen bankalardan alacakları ürün kartı ile alım noktalarına gelmeleri gerekmektedir.

Ürün kartı ile ürününü getiren üreticiler, ürünlerini daha kısa sürede teslim edebilecek, bedellerini ise 1 ay yerine 15 gün içerisinde alabileceklerdir.



Değerli Basın Mensupları,

Kademeli müdahale alım fiyatları göz önünde bulundurulduğunda;

Üreticilerimizin ürünlerini, açıklanan fiyatların altında satmayarak gelişen piyasa şartlarına göre hareket etmeleri,
Sanayici ve mamul madde ihracatçılarımızın da hammadde temininde TMO satış fiyatlarını göz önünde bulundurmaları menfaatlerine olacaktır.

Bu vesile ile Yeni hasat döneminin Ülkemiz ve Milletimiz için hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.






MEHMET MEHDİ EKER

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı








EK: 1 Liste (Alım ve Satış Fiyatları)











2011/12 DÖNEMİ
TMO MÜDAHALE ALIM VE SATIŞ FİYATLARI

CİNSİ
MÜDAHALE ALIM FİYATI (TL/TON)
SATIŞ FİYATI (TL/TON)
TEMMUZAĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM
KASIM
ARALIK
MAKARNALIK BUĞDAYLAR
MAKARNALIK BUĞDAY
640
645
650
655
760
765
DÜŞÜK VASIFLI MAKARNALIK BUĞDAY
520
525
530
535
615
620
EKMEKLİK BUĞDAYLAR
ANADOLU KIRMIZI SERT,
ANADOLU BEYAZ SERT BUĞDAYLAR
605
610
615
620
720
725
DİĞER KIRMIZI VE DİĞER BEYAZ BUĞDAYLAR
575
580
585
590
680
685
YEMLİK BUĞDAYLAR
500
505
510
515
590
600
ARPA-ÇAVDAR-TRİTİKALE-YULAF
455
460
465
470
540
545
ASGARİ ALIM (ARPA-ÇAVDAR-TRİTİKALE VE YULAF)
400
405
410
415
475
480






















Ürün bedelleri 1 ay içerisinde üretici banka hesaplarına aktarılacaktır. Ancak, ürününü anlaşmalı bankalardan alınacak ürün
kartı ile teslim eden üreticilere 1 ay yerine 15 gün içerisinde ödeme yapılacaktır.


Ürün Bedeli Ödemelerine Aracılık Edecek Bankalar :

1- Ziraat Bankası 7- Denizbank
2- Halk Bankası 8- TEB
3- Akbank 9- İş Bankası
4- Garanti Bankası 10- Finansbank
5- ING Bank 11- HSBC
6- Yapı Kredi Bankası 12- Albaraka Türk