5 Haziran 2012 Salı

SOLUCAN GÜBRESİ (VERMİKOMPOST) İÇERİĞİ NEDİR?


SOLUCAN GÜBRESİ (VERMİKOMPOST) İÇERİĞİ NEDİR?
Solucanlar mide-bağırsak (gastrointestinal) sistemlerinde birçok minik organizmalar, bakteriler, mantarlar, aktinomisetler, enzimler ve tek hücrelileri bulundurmaktadır. Bu canlılar mikroskobik boyutlardadır ve solucanların tükettikleri organik gıdaların sindirilmesini sağlamaktadır. Ayrıca her solucanda yüz binlercesi bulunmaktadır.
Solucanlar, içerinde bir insektisit ve bir de antibiyotik bulunan kendi yaşamlarına yardımcı olan sayısız enzim üretmektedir. Bu enzimler, solucanların bağırsaklarında üretilen mukus ile birlikte, beslendikleri organik gıdaların emülsiyon haline veya sıvıya benzer bir biçime dönüşmesini sağlamaktadır. Ayrıca bu enzimler, solucan dışkısını çevrelemektedir. Bitkiler kökleri aracılığı ile bu insektisit ve antibiyotik enzimlerinin emilimini sağlayabilmektedir. Böylece böcek ve hastalıklara karşı bu enzimlerden faydalanmaktadırlar.
Solucanlar üzerinde ve sindirim sistemlerinde bulunan, onları koruyan vücut sıvılarına “sölom sıvısı” denir. Solucanlar bu sıvıyı hem yer değiştirmede kullanırken, hem de dışkılarında bu maddeden bulunmaktadır. Gübreye en büyük değerini veren özellikler bu sıvıdan kaynaklanmaktadır. Bu sıvı özellikle topraktaki patojenleri baskılayarak bitkiyi korumakta ve direnç sağlamaktadır.
Solucan gübresi, çok sayıda simbiyotik ve asimbiyotik bakteri, asimbiyotik mikroorganizmalardan azoto bakteri (azot fiksasyonu yapan bakteri) ve mikoriza mantarı içermektedir. Bu mikroorganizmalar, toprak içerisinde bulunan fakat bitki tarafından bünyesine alınamayan besin maddelerini parçalayarak bitki tarafından alınabilir forma dönüştürmektedir. Azoto bakteriler ise havadaki serbest azotun biyokimyasal olarak organik forma çevirmekte, toprağa kazandırılması sağlamakta ve bitki tarafından alımını kolaylaştırmaktadır.
Solucan gübresinin içerisindeki çözünürlükleri fazla olan besin elementleri, daha uzun sürede ortama salınmaktadır. Böylece bitki daha uzun süre beslenebilmektedir. Ayrıca içerdiği enzim, vitamin, aminoasit ve büyüme hormonları bitkinin daha hızlı ve sağlıklı gelişmesini sağlamaktadır.
Solucan gübresi yüksek organik madde ve mikrobiyal popülasyon muhtevası ile uygulandığı toprakların tekstürünü iyileştirmektedir. Düzenli kullanımlarda topraktaki organik madde miktarını arttıracağından kimyasal gübre kullanımını azaltmaktadır. Toprakların su tutma kapasitesini ve havalanmasını arttırmaktadır. Toprakta uzun süre kalmakta ve beslemeye devam etmektedir.

4 Haziran 2012 Pazartesi

Taze Fasülye Yetiştiriciliği


image009.jpg



Fasulye taze, konserve ve kuru olmak üzere değişik şekilde değerlendirilen, besin değeri çok yüksek olan, hemen hemen tüm dünyada bol miktarda tüketilen önemli bir kültür bitkisidir. Orta Amerika kökenli olan bu kültür bitkisi 250 yıl önce Anadolu’ya gelmiş ve çok geniş bir yayılım alanı bulmuştur. Taze fasulye A, B1, B2 ve C vitaminlerince zengindir. Taze fasulye de vücutta biriken asidi nötralize edebilecek baz fazlalığı da mevcuttur. Fasulyenin hazım olabilirlik oranı %84.1’dir. Hatta fasulye baklalarında bulunan phasol ve phaseolin maddelerinin şeker hastalığında kullanılan insülin karekterinde olduğu ve bu yüzden kandaki şeker miktarının düşürülmesinde kullanıldığı bildirilmektedir. 

Ekonomik Önemi 


Taze fasulye taze tüketimi yanında işlenmiş olarak konserve, hazır yemek ve turşu olarak da değerlendirilmektedir. Dünya taze fasulye üretimi 4.310.733 ton-dur. Bu üretimde Asya ve Avrupa kıtasındaki ülkeler önemli paya sahiptirler. Dünyada en önemli taze fasulye üreticisi ülke Çin’dir. Ülkemiz ise 514.000 ton taze fasulye üretimi ile Çin’den sonra dünyada ikinci sırada yer almaktadır. Ülkemizde taze fasulye üretimi iller bazında incelendiğinde Samsun İli (67.234 ton) en önemli üretim merkezidir. Karadeniz Bölgesi, ülkemizde taze fasulye yetiştiriciliğinin en fazla yapıldığı bölgelerden birisidir. Bölgede açıkta yetiştiricilikte genellikle sırık ve bodur çeşitler kullanılmaktadır. Son yıllarda kapama olarak yapılan yetiştiricilikte bodur formlu çeşitlerin kullanımı yaygındır. Çünkü sırık fasulyede işçilik ve sırık maliyeti yüksek olduğu için bodur formlu çeşitler tercih edilmektedir.


İklim İstekleri

Taze fasulye ılık iklim bitkisidir. Bu bakımdan ilkbahar ve sonbahar arasındaaki devrelerde rahatlıkla yetiştirilebilir. Fasulye gelişme devresi içinde 20-25 0C arasında sıcaklık ister. 27-32 OC sıcaklıkta çiçeklerini döker ve düşük sıcaklıkta ise gelişme durur. Fazla nemlilik bitkilerin büyümesini durdurur. Hastalıkların kolay gelişmesine sebep olur. Fasulye tohumları, toprak ısısının 20-30oC arasında olduğu zaman en iyi çimlenme göstermektedir. Minimum 10oC toprak ısısı gereklidir. Bodur taze fasulyeler için minimum 10-13o C, sırık taze fasulyeler içinde 14-15oC üzerinde toprak sıcaklığı olması istenir.

image006.jpg



Toprak Hazırlığı

Hububat ekili tarlaya taze fasulye yetiştirilmesi düşünülüyorsa, hububat bitkilerinin hasadından sonra anızın sökülüp toprağa karıştırılması amacıyla 5-7 cm derinliğinde sonbaharda sürüm yapılır. İlkbaharda ekimden önce toprak tekrar kaz ayağı ile sürülür ve arkasından diskaro geçirilerek toprak ekime hazır hale getirilir.


Ekim Zamanı

Açıkta taze fasulye yetiştiriciliğinde Mart sonu ve Nisan aylarında ekime başlanır (bölge ekolojik şartları dikkate alınır). Fakat iklim şartlarına göre Mayıs ayı-nın son haftasına kadar kademeli olarak ekim yapılabilir. Örtü altı taze fasulye yetiştiriciliğinde ilkbahar döneminde 1 Mart, Sonbahar döneminde 15 Temmuz-1 Ağustos tarihlerinde tohum ekimi yapılır. Geniş alanlarda bodur taze fasulye yetiştiriciliği yapılan yerlerde sıra usulü mibzerle ekim yapılır. Sıra arası 50-65 cm, sıra üzeri 10-25 cm ve 2-3 cm derinliğe tohum bırakılır. Dekara 5-7 kg tohum ekilir. Sırık taze fasulye yetiştiriciliğinde karışık ekimin yanında (Mısır ile) sırık kullanılarak (söğüt, fındık dalları) yetiştiricilik yapılmaktadır. Sırık taze fasulye yetiştiriciliğinde ocağa 5-7 adet tohum gelecek şekilde ekim yapılır ve ocaklar arası 1m mesafe bırakılır.

baklas1.jpg


Gübreleme

Sırık fasulyeler bodur fasulyelere nazaran topraktan daha fazla besin elementi kaldırır ve toprağın gücünü azaltır. Fasulyeler için tavsiye edilecek tabi ve ticari gübre miktarları her şeyden evvel topraktaki besin maddeleri miktarları ile ilgilidir. Toprak tahlili neticelerine göre ihtiyaç duyulan gübrelerin verilmesi en doğ-ru yoldur. En uygun toprak olarak kabul edilen kumlu-tınlı topraklara birkaç senede bir dekara 2-3 ton olmak üzere yanmış çiftlik gübresi verilir. Dekara 2-5 kg saf azot (N), 4-6 kg fosfor (P2O5) ve 3-5 kg potasyum (K2O) verilmelidir. Çimlenmekte olan tohumlara herhangi bir ticari gübrenin zararının dokunmaması için gübrelerin tohumların ekildiği yerin en az 5cm kadar uzağında ve 7..5 cm derinlikte verilmesi uygundur. 


baklas2.jpg

Çapalama 

Fasulye tamamen toprak yüzeyine çıkıp 4-5 çift yapraklı olunca ilk çapa yapılır. Bitkilerin dallanma devresinde, çiçek açmadan önce birinci çapadan 2-3 hafta sonra II. çapa yapılır. Çiçeklenme döneminde çapalama işleminden kaçınılmalıdır.


baklas3.jpg
clip_image007 copy.jpg


Sulama

Vegetasyon devresinde Taze fasulye bitkisinin su ihtiyacı en az 300-450 mm dir. Bitkiler generatif devrede tam çiçekte iken sulanmamalıdır. Sulama zamanları fidelerde üç yaprakçıklı asıl yaprağın görünmesi sırasında, çiçeklenmeden evvel, meyve tutumundan 10 gün sonra ve hasattan 1 ay önceki devrelerde olmak üzere sulama yapılmalıdır. Sık ve hafif sulama yapılmalıdır. Çünkü taze fasulye sık aralıklarla sulamayı sever, bol sudan hoşlanmaz.


clip_image006 copy.jpg


clip_image008 copy.jpg


Hastalık ve Zararlılar ile Mücadele

Taze fasulye bitkisi hastalık ve zararlılara karşı çok hassas bir bitkidir. Tohum çıkışından sonra danaburnuna karşı ilaçlı kepek atılmalıdır. Fasulyede görülen belli başlı hastalıklar Antraknoz, Pas hastalığı, Fasulye Mozaik Virüsü, Kök çürüklüğüdür. Bu hastalıklara karşı ilaçlı tohum kullanılmalı ve uygun bir füngisit ile ilaçlama yapılmalıdır. Fasulyede görülen en önemli zararlılar, fasulye böceği (Bruchus), yaprak bitleri ve kırmızı örümceklerdir. Bunlara karşıda uygun bir insektisit ile mücadele yapılmalıdır.

Hasat

Taze fasulyede hasadın en ideal zamanı; baklaların hakiki çeşit karakterini gösterdiği iriliğin 1/3’nü aldığı devredir. Hasatta gecikme olursa hasat edilen fasul-yelerin selülozlaşması neticesinde sertleşmeleri, içindeki danelerin yeme zevkini bozacak tarzda irileşmesi ve bilhassa kılçıklılığın artmasına neden olmaktadır

haber354.jpg


Tohum Üretimi
Tohumluk fasulye üretiminde, tohumlarda büyük zarara yol açan burukus zararının önüne geçmek için çiçeklenme döneminde mutlaka dikkatli bir mücadelenin yapılması gerekmektedir.  Baklalar, harmanlama dönemindeki yağışlardan iyi korunmalıdır. Islanan baklalar içindeki tohumların kabukları sararır, koyu renk alır ve kuruduğunda buruşuk kabuk görüntüsünü alır.
Bunun için hasat edilen bitkiler halk arasında ‘çatı’ diye tabir edilen merdiven şeklindeki kurutma düzenekleri üzerine alınarak kurutulup harmanlanırlar.
Düvenle yapılan harmanlardan elde edilen tohumların üzerinde düven taşlarının yaptığı çizikler, tohumla taşınan hastalıkların yayılmasına yol açabilmektedir.
Başarılı bir tohum üretiminde dekardan çeşide bağlı olmak üzere 180-240 kg verim alınır. Harmandan elde edilen saman çok kıymetli bir hayvan yemi olarak değerlendirilebilir.

31 Mayıs 2012 Perşembe

ALABALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ

ALABALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ
Alabalık iç su balıklarının kralı olarak tanınır. Çok lezzetli olup sevilerek yenilir.
Soğuk, berrak, bol oksijenli akarsularda, göl ve kaynak sularında yaşar.
Dünyada ve ülkemizde, yetiştiriciliği en yaygın ve en çok yapılan bir balıktır. Ayrıca, iç su balıkları içinde en çok para edeni ve bilinenidir.
Bu dersimizde, alabalıklar nerelerde, hangi sularda yetiştirilir, nasıl yumurta, alınır. Bu yumurtalardan nasıl yavru balık elde edilir. Elde edilen bu yavrular nasıl ve neyle beslenir. Bunları genel olarak gözden geçireceğiz.
HANGİ ALABALIK TÜRÜNÜ YETİŞTİRECEĞİZ?
Alabalıkların yetiştiriciliği yapılan kaynak alabalığı, alp alası, dere alabalığı, göl alabalığı, deniz alabalığı, gökkuşağı alabalığı gibi türleri vardır. Bu türler içerisinde en çok yetiştiriciliği yapılan gökkuşağı alabalığıdır. Gökkuşağı alabalığı, yüksek sıcaklıklara, kötü çevre şartlarına daha dayanıklıdır. Hepsinden önemlisi yem değerlendirme kabiliyeti yüksek, çabuk büyüyen ve hızlı gelişen bir türdür. 1-1.5 yılda sofralık balık büyüklüğü olan 250-300 grama ulaşır.
Deniz alabalığı
Şekil 1. Deniz alabalığı
Kaynak alabalığı
Şekil 2. Kaynak alabalığı
Dere alabalığı
Şekil 3. Dere alabalığı
Göl alabalığı
Şekil 4. Göl alabalığı
Gökkuşağı alabalığı
Şekil 5. Gökkuşağı alabalığı
ALABALIK HAVUZLARINI NEREYE YAPALIM
Alabalık tesislerinin kurulabilmesi için suyun uygun sıcaklıkta, temiz, berrak, yeterli ve devamlı olması gerekir. Suyun fiziksel ve kimyasal özellikleri de uygun olmalıdır. Su kaynağı işletme kurulacak yerden en az üç metre yukarıda olmalı, arazinin meyli ise % 1 civarında bulunmalıdır. Meyil % 01'in altına düştüğünde, havuzlardan su boşaltılması problem olur. En iyisi bu gibi yerlerde tesis kurulmamalıdır.
Tesis kurulacak arazinin sel ve taşkınlara maruz kalmayacak bir yerde olması gerekir. Diğer taraftan, tesis pazara yakın olmalı ve ulaşım problemi olmamalıdır.
Alabalık yetiştiriciliğinde en önemli unsurların başında su gelir.
Su, her şeyden önce, balığın hayatını geçirdiği yerdir. Biz nasıl havanın oksijenini kullanırsak o da suyun oksijenini kullanır. Bundan dolayı suyun miktarı ve kalitesi çok önemlidir. Su, balığın isteklerine ne ölçüde cevap verirse üretimde başarı da o nispette yüksek olur. Genellikle alabalık yetiştiriciliğinde:
1-1.5 kg alabalık üretmek için dakikada bir litre su hesaplanır. 1 m3 havuz sahasında, 15 kg alabalık üretmek için 10 It/dk suya ihtiyaç vardır. Buna göre, bir hektarlık entansif alabalık yetiştiriciliğinde, 150 ton alabalık üretmek için 1666 It/sn suya ihtiyaç vardır.
Alabalık yetiştirilecek suların sıcaklığı ise 20 Co ‘nin altında olmalıdır.
Buna göre;
- Kuluçka ve yavru dönemlerinde 7-13°C
- Büyütme döneminde 12-18°C lik
Su sıcaklıkları, alabalıklar için ideal olmaktadır. Su sıcaklığı 25°C ye kadar çıkan sularda da alabalık yetiştirilebilir. Ancak 20°C nin üzerindeki sularda alabalıklar solunum güçlükleri çeker. Çünkü suyun sıcaklığının yükselmesiyle ihtiva ettiği oksijen miktarı azalır.
Alabalık yetiştirilen suların oksijen miktarının 9 mg/It ve daha yukarı olması istenir.. Bu değer asgari şartlarda en az 6-7 mg/It olmalıdır.
Alabalık yetiştiriciliği yapılacak suların nötr veya çok hafif alkali olması gerekmektedir. Yani bu, suyun PH' si nin 7.0-8.5 arasında olması demektir.
Alabalık üretim çiftliği planı
Şekil 6. Alabalık üretim çiftliği planı
Küçük bir alabalık üretim tesisi
Şekil 7. Küçük bir alabalık üretim tesisi
Alabalık üretim tesisi
Şekil 8. Alabalık üretim tesisi
ALABALIK ÜRETİM TESİSİNİN BöLÜMLERİ NELERDİR
Bir alabalık üretim tesisi başlıca üç kısımdan oluşur. Kuluçka binası, havuzlar ve işletme binası. Şimdi bunları kısaca görelim:
1. KULUÇKA BİNASI
Kuluçka binası alabalık üretim tesisinin beynidir. Kuluçka binasında sağım yeri, yumurta çıkış ve büyütme yalakları bulunur. burada alabalıklar sağılır ve döllenir. Döllenmiş yumurtalardan elde edilen larvalar ve daha sonra yavrular 3-4 ay burada büyütülürler.
Kuluçkahane ziyaretçi kabul edilmez. Hastalık bulaşır diye korkulur. Ancak ziyaretçi kabul edilmesi gerekiyorsa, önce girişte ayakkabıları çıkarılıp çizmelerin giyilerek dezenfekte kabına basılması suretiyle içeriye alınması gerekir.
Kuluçkahane, rahat çalışmaya uygun olmalıdır. Pencerelerden güneş ışınları, direkt yumurtaların üzerine kesinlikle gelmemelidir. Aksi halde, 1-2 dakika güneş ışınlarına maruz kalan yumurtalar hemen ölür.
Kuluçkahanedeki çıkış yalakları, genellikle 3-4 m uzunlukta, 35-40 cm. genişlikte ve 20-80 cm derinliktedirler. Bu yalaklara yerleştirilen 30x40x10 cm veya 30x55x10 cm’lik tablalara yumurtalar konur. Tablaların yan tarafları kapalı, alt tarafları göz açıklığı 1.5-2 mm olan tel kafesle kaplıdır. Tablalar arasındaki kapaklar, su alttan gelip üstten çıkacak şekilde ayarlanır.
Kuluçkada yumurta koymak için hesaplama yapılırken % 10 kayıp düşünülür. Kuluçka tablalarına, tablaların her bir cm2 sine 4-6. Bir m2’ sine 40-60 bir yumurta gelecek şekilde yumurtalar yerleştirilir. Yeterli taze ve iyi havlandırılmış yalakların 1 m2 sine birinci ay 10.000, ikinci ay 3.000, üçüncü ve dördüncü aylar için 1500 yavru hesap edilir.
Kuluçka yalakları
Şekil 9. Kuluçka yalakları
2. ALABALIK HAVUZLARI
Havuzlar, balıkların evidir. Bu ev onların en rahat edeceği şekilde yapılmalıdır. Alabalık havuzları toprak veya beton olabilmektedir: Eğer havuz yaptığımız arazinin toprağı su tutma özelliğine sahipse, havuz!ar toprak olabilir. Beton havuzlar, çok pahalı olup, en son başvurulacak bir yapı şeklidir.
Havuzlar çok değişik boyut ve şekillerde inşa edilmektedir. Genellikle küçük, dar ve uzun kanal şeklindeki havuzlar tercih edilmektedir. Son yıllarda yuvarlak havuzlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
Havuzların yapımında genel prensip, temizlik, yemleme, boşaltma, hasat ve su dağıtımının gayeye uygun olmasıdır. Havuzun iki tarafına vasıta yaklaşabilmelidir.
Havuzların taban meyli % 1 civarında olmalı, yan kenar meyîlleri 1:1.5 olarak yapılmalıdır.
Havuzların su giriş ve çıkışı ayrı ayrı olma!ı, su havuza en az 30 cm. yüksekten akmalı, su çıkış sistemi taban suyunu tazeleyecek şekilde yapılmalıdır.
Havuzların günde 4-5 defa havuzun suyu tamamen değişecek şekilde su verilmeli, su havuzun her tarafına eşit şekilde dağılmalıdır.
Alabalık havuzları.
Şekil 10. Alabalık havuzları.
Su giriş ve çıkış müstakil havuzlar.
Şekil 11. Su giriş ve çıkış müstakil havuzlar.
Dikdörtgen Alabalık Havuzları.
Şekil 12. Dikdörtgen Alabalık Havuzları.
İŞLETME BİNASI
İşletme binası, bakıcıların kaldığı yeri, yem hazırlama ve depolama yerleri ile alet ve ekipmanların konulduğu yerleri ihtiva eder. İşletmenin büyüklüğüne göre de binanın büyüklüğü değişir.
DAMIZLIK ALABALIKLARIN SEÇİMİ
Mümkün olduğu kadar hızlı büyüyen, yemi iyi değerlendiren, hastalıklara dayanıklı, vücutları muntazam, belli zamanlarda yumurta veren geç cinsi olgunluğa erişen alabalıklar damızlıkta kullanılmalıdır.
Alabalıkların erkekleri 2 yaşından 5-6 yaşına kadar, dişileri 3 yaşından 6-7 yaşına kadar damızlıkta kullanılabilirler.
Damızlık alabalıklar, 1 m2 ye 1 -2 adet olmak üzere havuzlara yerleştirilirler.
SAĞIM ZAMANININ BELİRLENMESİ
Alabalıklar genellikle sonbahar ve kışın yumurta verirler ilkbaharda da yumurta verenleri vardır.
Yumurtlamadan 5-6 hafta önce damızlık balıklarda yemleme azaltılır. Erkek ve dişiler birbirinden ayrılırlar.
Cinsi olgunluğu (sağıma) gelmiş dişi balıkta, karın şişkindir. Cinsiyet deliğinin etrafı, kırmızı bir halka ile çevrelenmiş. Erkeklerde vücut daha yassıdır. Alt çene öne doğru uzamış ve bir kanca şeklinde kıvrılmıştır.
Sağım zamanı tam olarak tespit edilmelidir. Bunun için ayrılan alabalıklar her hafta kontrol edilerek tam olgun olanlar sağıma alınmalıdırlar.
SAĞIM
Balıkçılıkta sağım denilince, inek ve koyun gibi çiftlik hayvanlarındaki gibi süt sağımı anlaşılmaz. Balıkçılıkta sağım denince yumurta ve spermlerin dişi ve erkek balıklardan alınması işlemi anlaşılır.
Sağımda, önce dişi balıklar sağılır. Sağım, balığın vücudu kuru bir bezle silindikten sonra, yumurtalar kuru bir kap içine 15-20 cm. yükseklikten balığın karnı hafif hafif sıvazlanarak yapılır. Sağımda kullanılan kap emaye, plastik ve pas tutmayan metal bir kap olabilir. Alınan bu yumurtalar üzerine, aynı şekilde vücudu silinmiş erkek balığın spermaları sağılır. Döllenmenin garanti altına alınabilmesi için birkaç dişi balığın yumurtaları bir kaba sağıldıktan sonra, bunların üzerine birkaç erkeğin sperması sağılır ve iyice karıştırılır. Karıştırma elle veya bir tavuk kanadı tüyü ile yapılmalıdır. Bunun üzerine bir miktar su ilave edilerek, yumurta kabı 30-45 dakika bekletilir. Daha sonra yumurtalar temiz su ile birkaç defa yıkanır ve yavru çıkış tablalarına daha önce belirtilen miktarda tek sıra olarak yerleştirilir. Yumurta yıkamada kullanılan su, yumurtanın sıcaklığında olmalıdır. Bu işlemler yapılırken yumurtalar güneş ışığına maruz bırakılmamalı, balığın kalbine şiddetle bastırılmamalı, sağıma cinsiyet deliğine yakın olarak başlanmalı ve tedricen sıvazlama işlemi başa doğru yapılmalıdır.
Alabalıklarda dişiler yılda bir defa sağıldıkları halde, erkekler yumurtlama mevsimde her 15 günde bir sağılabilirler. Yaklaşık 1 kg ağırlığındaki dişi balık ortalama 1500-2000 adet yumurta verebilir.
Yumurtalardan 10°C lik su sıcaklığında yaklaşık 1 ay içerisinde yavrular çıkar.
Tek kişi ile sağım.
Şekil 13. Tek kişi ile sağım.
İki kişi ile sağım
Şekil 14. İki kişi ile sağım
öLEN YUMURTALARIN TEMİZLENMESİ
Döllenmeye ve ölen yumurtalar beyaz renk alırlar. Bu yumurtalar penslerle alınarak 2-3 günde bir temizlenmelidir.
YUMURTALARIN İLAÇLANMASI
ölüm durumuna göre, her 2-5 günlük devrede yumurtalar dış parazitlere karşı korumak amacı ile malahit yeşili ile banyo edilirler. Banyo yumurtaların, bir litre suya bir gram malahit yeşili eritilerek hazırlanan suda bir dakika tutulması suretiyle yapılır.
YAVRULARIN YALAKLARA YERLEŞTİRİLMESİ
Yumurtadan çıkan yavrular büyük bir besin kesesi (yumurta kesesi) taşırlar. Bu kese larvanın 15 gün kadar besin ihtiyacını karşılar.Yumurtaların bu dönemde henüz yüzme ve yem alma yetenekleri yoktur. Serbestçe yüzene kadar besin kesesinin 2/3 ünü harcarlar. işte bu devrede yumurtaların tablaları alınarak yalaklarda yavruların serbestçe yüzmeleri sağlanır.
Yumurta teknesi (Boyuna kesit)
Şekil 15. Yumurta teknesi (Boyuna kesit)
Yumurta tablası
Şekil 16. Yumurta tablası
YAVRULARIN BAKIM VE BESLENMESİ
Besin kesesinin 2/3 ünü harcayan yavrular 1 cm3’e üç yavru olacak şekilde yalaklara yerleştirilirler. Bir iki hafta sonra, 1 cm2’ye bir yavru gelecek şekilde seyreltilirler. 3-4 hafta sonra ayıklanarak daha büyük yalaklara aktarılırlar. Yalaklara su, saatte 4-5 defa yalakların suyu değişecek şekilde verilmelidir.
Bu devredeki yavrulara ya yaş yem veya kuru toz yem verilebilir. Yaş yem olarak karaciğer ve dalak ezmesi, günde 8-10 defa verilmek suretiyle başlanır. Yavrular büyüdükçe tedricen öğün miktarı azaltılır. Azaltma işlemi yapılırken iyi kaliteli kuru toz yavru yemi, yavrulara verilmeye başlanır. Yavru toz yemi, toz şeker kalınlığında öğütülüp yalaklar üzerine serpilerek verilir.
Yenmeyen yem artıkları ve pislikler, yalak tabanında günlük olarak sifonla temizlenmelidir. Aksi halde balığın oksijenine ortak olurlar ve bu suretle hastalık yapan mikroorganizmaların çoğalmasına imkan verilmiş olunur.
Kesesi açılmaya yakın alabalık larvası.
Şekil 17. Kesesi açılmaya yakın alabalık larvası.
Yem almaya hazır alabalık larvası.
Şekil 18. Yem almaya hazır alabalık larvası
YAVRU BALIKLARI NE ZAMAN AÇIKTAKİ HAVUZLARA ALABİLİRİZ
Yavrular 1-1.5 aylık oluncaya kadar, kuluçka binasındaki yalaklarda beslenirler. Daha sonra kuluçka binasının dışındaki 25-30 cm. derinliğindeki yavru büyütme havuzlarına alınır!ar. 20-40 g oluncaya kadar burada büyütülürler.
Artık bu devreden sonra yavruların güneş ışınlarından korunmasına gerek yoktur. Zira aydınlıkta yavrular, yemi daha rahat görerek almakta ve daha çabuk büyütmektedirler. Ancak, güneş ışınları çok fazla olduğundan, rahatsız olmamaları için yavruların korunması faydalıdır. Bunun için havuzların üzeri tahta veya başka bir gölgelikle kapatılır.
Bu dönemde yavruların gelişmesi çok hızlı olmakta, büyümelerinde de farklılıklar görülmektedir. Bunun için yavrular büyüdükçe ve farklılaştıkça seyretme yapılmalıdır
HAVUZLARDAKİ YAVRU BALIKLARIN BESLENMESİ
Yavru alabalıklar çok sık yem yerler. Yavru döneminde günde 5-6 öğünle başlayan yemleme, yavrular beslenme havuzlarına alınıncaya kadar günde 2-3 öğüne indirilir. Yavrulara önce kuru toz yem, daha sonra öğütülmüş veya granül yemler verilir. Yavru balıklar 10-12 cm’ye erişince de pelet yeme başlanır. Balıklar büyüdükçe de pelet yemin çapı (kalınlığı) artırılır.
30-40 gram ağırlığına ulaşan balıklar, beslenme (büyütme) havuzlarına alınırlar. Bu işleme sofralık veya yemeklik alabalık üretimi denir. Bu büyütme büyük beslenme havuzlarında, kanallarda, kafeslerde veya silolarda yapılabilir.
SOFRALIK ALABALIKLARIN BESLENMESİ
Alabalıklar, % 40-45 proteinli pelet yemlerle beslenir. Bu yemin proteininin en az % 30'u hayvansal kaynaklı olmalıdır. Alabalıkları beslemede, pelet yemin yanında, deniz balıkları ucuz oldukları dönemlerde kullanılabilir. Bunun için, yem yapılacak balık, kıyma makinesinden geçirilir ve lapa haline getirilerek havuza verilir. 5 kg deniz balığından 1 kg alabalık elde edilir. Balığı balığa yedirilip, yedirilmeyeceğine buna göre karar verilmelidir. Pelet yemleme ile 1.3 kg yemle 1 kg alabalık elde edilir.
Alabalıklar, günde 2-3 öğün yemlenmelidir. Yemlenme, geniş bir yay çizecek şekilde havuzlara yemin atılması suretiyle yapılmalıdır
Balığın yediği yem balığın büyüklüğüne, sağlık durumuna, su sıcaklığına bağlı olarak değişir. Balığın verilen yemden en iyi şekilde istifade etmesini sağlamak için, balık, tam doyuma ulaşmadan yemleme kesilmelidir. Bu şekilde, bir sonraki yemlemede, balığın yemi iştahla ve havuz tabanına düşmeden alması sağlanmış olur. Böylece karımız daha iyi olur. Çünkü alabalık yetiştiriciliğinde tüm masrafların % 60-65'ini yem teşkil eder. Bu masrafı azaltmanın tek yolu ihtiyacı kadar yemlemektir.
Alabalıklar iyi bir bakım ve yemleme ile 12-15 ayda 250-300 grama ulaşırlar. Bu büyüklük balığın tam pazarlanabileceği büyüklüktür.
Alabalıklarda pazarlanmadan birkaç gün önce yemleme kesilir. Balıklar temiz, berrak ve hızlı akışlı kanal veya havuzlarda etlerin daha lezzetli olması sağlanır.
Alabalık Yetiştiriciliği İle İlgili Bazı özet Bilgiler
Devre
Birim Saha
Adet
Isı O C
Günlük ölü Sayısı
Su İhtiyacı
Yumurta
1 cm 2
4 -10
7-9
-
0.3 lt / sn / yalak
Keseli yavru
1 cm 2
3 -4
7-9
-
0.5 lt / sn / yalak
Serbest yüzme
1 cm 2
1-2
9-11
8-10
20 devir / gün
4 cm (0.5 gr)
1 m 3
40 -45.000
10-12
8-10
0.5 lt /sn / m 3
8 cm (5 gr )
1 m 3
3 - 4000
10-12
5-6
0.5 lt /sn / m 3
12 cm (15 gr )
1 m 3
1 - 1.500
14-17
2-3
5.1lt/ sn. 100 m2
15 cm (35 gr )
1 m 3
150 - 200
14-17
2-3
4-6 devir/ gün
20 cm (100 gr )
1 m 3
60 - 75
14-17
2-3